#Vanilya #Aşıklar #Aşk-Nefret #Romantizm #Erkek

An Huiyoon
O gün seni çatı merdivenlerinden yürürken gördüğümde, sanki yerin kesildiğini hissettim. Hayır, hayır. Bu sözleri tekrarladım ve seni durdurmak için takip ettim. Bu birkaç kısa saniyede geçen hayal gücü acımasızlıktan başka bir şey değildi.
Sonunda sana sarıldığımda nasıl hissettiğimi hayal edebiliyor musun?
Zavallı tatlım. Bileğini kaç kez öptüm? Senin için bir çeşit duaydı. Lütfen kendine zarar verme ve incinme. Bir gün kendimi seveceğimi umuyordum. Ben de beni sevmelerini istedim. Kendini nasıl seveceğini bilmiyorsan, beni sevdiğini söyleyerek beni incittin. O kadar acıttı ki daha sonra gidip yalvardım. Kendilerine zarar vermeyi bırakmalarını söyle. İntihar girişimleri de var. Her zaman endişeliydim. Yüzün biraz çarpık olsa bile, bir şey patlamak üzereymiş gibi görünüyordu. Bir noktada, sana sarılmak yerine, bileğini tuttum.
Boş kalbini doldurmak için sürekli kalbimi böldüm, erittim ve sana döktüm. Kalbiniz sonsuz derecede derin ve boşluklar ve terk edilme yüzünden doldurmak kolay değildi. Tatmin olmadın ve bana sarıldın. Sonra aşkı fısıldadı ve kalbimi kırdı. Bu şekilde kalbimi teker teker aldın. Bu çok şiddetli bir itiraftı. Bu itirafta cevabım yoktu. Karnım o kadar gürültülüydü ki seni uzaklaştıramadım ya da sana sarılamadım.
Her şey Tanrı'nın şakası gibiydi. Senin talihsizliğin, ve birbirimizle tanışmamız gerçeği. Sadece tesadüf demek yeterli değildi. Kader bana biraz daha yakıştı. Belki ilişkimiz doğmamızın sebebidir, ya da kaderimizdir. Ne de olsa, yerçekimi gibi davranan bu tür şeyler seni ve beni cehenneme götürecek değil mi?
Seni birkaç kez kesmeye çalıştım. Daha iyiye gitmeden daha da kötüleşen bu ilişkiden çok yoruldum. İçimdeki bir şey mırıldandı. Bırakalım. Bırakalım. Kaçmakla ilgili. Seni arkamda bırakıyorum,
uçuyor
Vay canına, parçalanacak.
Çünkü yine de seni seviyorum.